30 Mart 2015 Pazartesi

BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE


"Her millet layık olduğu yönetim ve yöneticilere sahip olur" kitapta yer alan bu söz, bu kitaptan çıkarılacak bir anafikir olabilir. Rus yazar Grigory Petrov kaleme aldığı "Beyaz Zambaklar Ülkesi" Finler'in başarı öyküsüdür. Tüm olumsuzluklara, elverişsiz doğa koşullarına rağmen sayıca az olan aydınların önderliğinde her meslekten insanın birlik beraberlik içinde neler yapabileceğini anlatmaktadır, bir ülkenin nasıl yoktan varolabileğinin en önemli kanıtıdır bu eser...

Bu eserde Johan Wilhem Snellman'a genişçe yer verilmiştir. Kitapta Snellman'dan bilim adamı, filozof ve siyasetçi olarak bahsedilmektedir. Önemli bir kişilik olarak söz edilen bu zat, ülkedeki kalkınmanın önderidir. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi. Yani Johan Wilhem Snellman için Finlandiya'nın Atatürk'ü de denebilir...

Atatürk demişken... "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" Türkçe'ye ilk kez Atatürk zamanında çevrilmiş. Kitabın arkasında yer alan bilgiye göre, Mustafa Kemal Atatürk kitabı okuduğunda bu esere hayran kalmış ve derhal bütün okullara dağıtılmasını istemiş. O zamanlarda büyük ilgi gören bu kitap en çok okunan kitaplar arasında kendine yer bulmuş.

Bir dipnot olarak şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Kitabı okuduktan sonra Johan Wilhem Snelman ile ilgili yaptığım araştırmada Fin halkının Snellman'ın doğum günü olan 12 Mayıs'ı her yıl "Snellman Günü" olarak kutladıklarını öğrendim. Fin halkı bence önderlerini anmak ve ona şükranlarını sunmak için güzel bir yola başvurmuşlar... :))


Johan Vilhelm Snellman Kimdir? (12 Mayıs 1806 – 4 Temmuz 1881)*

Snellman İsveç'in Stokholm kentinde dünyaya geldi. Babası Kristian Henrik Snellman bir gemi kaptanı annesi ev hanımıydı. 1808–09 yıllarinda Rusya'nın Finlandiya'yı işgali ve yarı bağımsız Finlandiya dükalığının kurulmasıyla, ailesi 1813 yılında Finlandiya'nın Kokkola kentine taşındı. Annesi Maria Magdalena Snellman bu hadiseden bir sene sonra hayata gözlerini yumdu.

Hegel üstüne akademik çalışmalarının sonucu 1835'te Helsinki Üniversitesi'ne ders vermek üzere davet edildi. Üniversitede yaptığı çalışmalar sonucu Lönnrot ve Runeberg ile birlikte kuşağının ünlü Fennomanları arasında yerini aldı. Snellman'nın dersleri üniversitede kısa sürede popüler oldu fakat 1838'de üniversitelerin devlet kontrolüne alınmasıyla devlet otoritesine karşıt görüşler sindirilmek istendi ve Snellman'nın dersleri geçici olarak kaldırıldı.

Snellman bu hadise sonucu kendi kararıyla Finlandiya'dan ayrıldı ve 1839–1842 yılları arası İsveç ve Almanya'da yaşadı. Helsinki'ye döndüğünde popülaritesi daha da artmıştı fakat politik nedenlerle Üniversiteye geri dönmesi mümkün olmadı. Bunun yerine Kuipo'da bir okulda müdür olarak görev aldı. Bu esnada bazı politik yazılar yayınladı. İsveççe çıkardığı Saima gazetesinde, eğitimin İsveççeden Finceye çevrilmesini ve Fin kültürünün her alanda desteklenmesini savundu.

Saima gazetesi 1846 yılında hükümetçe kapatıldı. 1848–1849 yılları arası Helsinki Üniversitesi'ne profesörlük için yaptığı başvuru reddedildi. İsveç'e taşınmayı düşündüyse de 1855'te Kuopio'dan ayrılarak Helsinki'ye kesin dönüş yaptı. Snellman, Çar Nicholas 1855'te ölünceye değin zor ekonomik şartlar altında ailesini idare etmeye çalıştı. Ancak Çar öldükten sonra tekrar kendi yazılarını yayınlama imkânı buldu.

En sonunda 1856'te, Helsinki Üniversitesi'ne profesör olarak atandı. 1863'te ise Finlandiya Parlementosu'nda senatör olarak görev aldı. Maliye Bakanlığı'na kadar yükseldi ve 1865'te Finlandiya'nın kendi para birimi olan Markka'yı hizmete sundu. 1868'de çok fazla politik karmaşa çıkardığı gerekçesiyle istifaya zorlandı. Her şeye rağmen 1866'da onurlandırılarak Parlemento'nun Onur Konsülü'ne dahil edildi.


YAZAR HAKKINDA BİLGİ: Grigory Petrov (1869-1925)*

1869'da Peterburg’a bağlı Yamburg kasabasında dünyaya geldi. Babası bir meyhane garsonuydu.

1886’de din okulundan, 1891’de Peterburg İlahiyat Akademisi’nden mezun oldu ve din görevlisi olarak tayin edildi. Kilisedeki görevinin yanı sıra Mihaylov Harp Okulu, Aleksandrov Lisesi, Teknik Okulu ile Peterburg’un farklı liselerinde ders verdi. Bir hatip, gazeteci ve hoca olarak ünü yayılınca Çarlık ailesi tarafından prensleri eğitmesi için saraya davet edildi. Ancak fikirleri Kilise yöneticilerini rahatsız etmeye başlayınca 1903'te okullarda verdiği dersler kendisinden alındı ve kilisedeki görevinden çıkarıldı; saraydaki işinden de ayrılmak zorunda kaldı.

1907'de “zararlı gazetecilik faaliyetlerinden ötürü” Petersburg yakınında bir manastıra sürgün edilen yazar, manastırda bulunduğu sırada, adaylığını koymadığı halde Rusya’nın ikinci Duma’sına milletvekili seçildi.

1908'de Kilise yönetimine hitaben yazdığı mektupta yer verdiği eleştirilerine bağlı olarak Kiliseden aforoz edildi. Kendisine karşı açılan dava sonucunda din görevliliği mesleğinden ihraç edildi, 7 yıl Peterburg ve Moskova’da yaşaması yasaklandı ve 20 yıl bir süreyle devlet işlerinde çalışmaktan men edildi.

Papazlık rütbesi alındıktan sonra ünü daha da artan yazar, 1908'den itibaren Kırım’da ikamet etti. Rusya’da ve yurtdışı ülkelerde gezerek çok sayıda konferans verdi. Yurtdışında gezdiği yerler arasında en çok Finlandiya’dan etkilendi. Yazıları, “Russkoye slovo” adlı gazetede her gün yayımlandı. Kitapları Balkan ve Avrupa ülkelerinde çevrilip yayınladığından yurtdışında tanındı.

Petrov, Ekim Devrimi’nden sonra Bolşevikleri rahatsız eden görüşleri nedeniyle çeşitli baskılar görüyordu; ihtilal kaosunda yakınlarını ve oğlunu kaybetmişti. 1920’de Kırım’dan kalkan ve içinde ülkeden kaçan Denikin Ordusu mensuplarının bulunduğu son gemiye yalınayak ve üzerindeki pijamayla binerek hayatını kurtarmayı başardı. İstanbul’dan geçtikten sonra kısa bir süre Gelibolu’da kaldı ve daha sonra bir grup Rus göçmeniyle birlikte Yugoslavya Krallığı’na geçti.

Sanatçı, Yugoslavya Krallığı’nda yöneticiler tarafından büyük ilgi gördü ve Belgrad Üniversitesi’ne profesör olarak tayin edildi. Son yıllarında üniversitedeki derslerinin yanı sıra, tüm ülkeyi gezerek konferanslar verdi; hatip ve gazeteci-yazar olarak büyük bir üne kavuştu.

1925'te sağlık durumu kötüleşen Petrov, mide kanseri nedeniyle ameliyat için devlet imkânlarıyla Paris’e gönderildi; ancak iyileşemeyerek 18 Haziran 1925’te hayatını kaybetti. Yakılan naaşının külleri eşi ve kızının yaşadığı Novi Sad kasabasında defnedildi. Mezarı daha sonra kızı tarafından Münih şehrinin Ostfriedhof Mezarlığına nakledildi.

Johan Vilhelm Snellman ve Grigory Petrov ile ilgili bilgiler Vikipedi'den alınmıştır.